gokgann
Üye
- 17 Ocak 2025
- 887
- 0
Yapay zekâ (AI) hızla büyüyen dijital ekosistemimizde devrim yaratıyor. Bugün büyük kuruluşların %65’i düzenli olarak ChatGPT, DALL-E, Midjourney, Sora ve Perplexity gibi AI araçlarını kullanıyor. Bu oran son on ayda neredeyse iki katına çıktı ve önümüzdeki yıllarda katlanarak artması bekleniyor. Ancak bu hızlı büyümenin yanında büyük bir sorun da ortaya çıkıyor: Yapay zekâya duyulan güven eksikliği.
Yapay Zekâya Duyulan Güvensizlik Artıyor
2023 yılı itibarıyla AI pazarının 15.7 trilyon dolarlık bir değere ulaşacağı tahmin ediliyor. Ancak yapılan anketlere göre, ABD'deki yetişkinlerin üçte ikisinden fazlası, mevcut AI araçlarının sağladığı bilgilere güvenmiyor. Bunun en büyük sebebi, Amazon, Google ve Meta gibi dev şirketlerin AI eğitim verilerinin %80’ini kontrol etmesi ve geliştirdikleri sistemleri tam bir gizlilik içinde yönetmeleri.
Bu teknoloji devleri, rekabet avantajlarını koruma gerekçesiyle, yapay zekâ modellerinin nasıl eğitildiği, hangi veri kaynaklarını kullandığı ve nasıl doğrulandığı konusunda kamuya hiçbir bilgi sunmuyor. Bu durum, AI’nın güvenilirliğine dair ciddi soru işaretleri oluşturuyor ve kullanıcıların şeffaflık taleplerini artırıyor.
Şeffaflık Krizine Sıfır Bilgi (ZK) Teknolojisi Çözüm Olabilir
AI alanındaki şeffaflık eksikliği artık kritik seviyelere ulaştı. OpenAI, Google ve Anthropic gibi şirketler milyarlarca dolar harcayarak gelişmiş dil modelleri üretiyor ancak bu modellerin nasıl çalıştığı konusunda detaylı bir açıklama yapmıyor.
Bu noktada sıfır bilgi (Zero-Knowledge - ZK) teknolojisi, yapay zekâ sistemlerinin doğrulanmasını sağlarken, gizlilik ve mülkiyet haklarını koruma fırsatı sunuyor. ZK protokolleri, bir tarafın bir bilgiyi açığa çıkarmadan doğru olduğunu kanıtlamasına olanak tanır. Örneğin, bir kişi bir kasanın şifresini bildiğini ispat edebilir ancak şifreyi kimseyle paylaşmak zorunda kalmaz.
Yapay zekâya ZK teknolojisi entegre edildiğinde:
- Yanıltıcı AI çıktılarının önüne geçilir: Büyük dil modellerinin yanlış bilgi üretmesi (hallüsinasyon) engellenebilir ve modelin doğruluğu kriptografik olarak kanıtlanabilir.
- Bağımsız denetimler yapılabilir: AI modelleri bağımsız kurumlar tarafından denetlenebilir ve adalet, tarafsızlık ve regülasyonlara uyumları doğrulanabilir.
- Gizlilik odaklı iş birlikleri sağlanır: Sağlık ve finans gibi hassas sektörlerde, yapay zekâ modellerinin güvenilirliği kanıtlanırken özel verilerin gizliliği korunabilir.
AI’nin Geleceği: Güven ve Şeffaflık İç İçe
Sıfır bilgi teknolojisi sayesinde AI’nın şeffaflığı artırılırken, rekabet avantajı ve fikri mülkiyet hakları da korunabilir. Yapay zekânın insan hayatında kritik bir rol oynadığı bu yeni çağda, matematiksel ispatlarla güven inşa eden sistemler, AI'nin benimsenmesini hızlandırabilir.
Artık mesele "Yapay zekâya güvenebilir miyiz?" değil, "Yapay zekânın güvenilirliğini kanıtlayan çözümleri ne kadar hızlı hayata geçirebiliriz?" sorusu oldu. Önümüzdeki dönemde AI ve ZK teknolojilerinin birleşmesi, dijital dünyada güvenin yeniden inşa edilmesini sağlayabilir.