gokgann
Üye
- 17 Ocak 2025
- 513
- 0
Günümüzde tüketiciler, anında tatmin sağlayan hizmetlere alışmış durumda. On-demand hizmetlerin yükselişiyle birlikte esneklik ve hız artık vazgeçilmez hale geldi. Ancak, yapay zekâdan yararlanan şirketler ve bireyler, büyük ölçüde birkaç merkezi sağlayıcının insafına kalmış durumda. Yapay zekâ ekosisteminde Amazon, Google, Meta ve Microsoft gibi devler, altyapıyı kontrol ederek küçük işletmeleri kendilerine bağımlı hale getiriyor.
Bu devler, yapay zekâya yönelik yatırımlarını artırarak 2025’te 320 milyar dolarlık bir bütçe ayırdı. Ancak bu, küçük işletmelerin bağımlılığını daha da artırıyor. Büyük teknoloji şirketleri istedikleri zaman hizmetlerini kısıtlama veya kesme yetkisine sahip. Örneğin, Microsoft’un Azure hizmetinde yaşanan kesintiler sık sık gündeme geliyor ve bu tür aksaklıklar işletmeler için ciddi operasyonel ve finansal kayıplara yol açabiliyor.
Bunun yanı sıra, büyük teknoloji şirketlerinin kontrolü altında olan yapay zekâ altyapısı, veri ihlalleri ve jeopolitik gerilimler açısından da risk teşkil ediyor. Örneğin, ABD merkezli bir yapay zekâ sağlayıcısına bağımlı olan bir şirket, ABD ile başka bir ülke arasındaki diplomatik kriz nedeniyle bir anda erişimini kaybedebilir.
Bu bağımlılığı kırmak için merkeziyetsiz yapay zekâ çözümleri giderek daha fazla gündeme geliyor. Tıpkı merkeziyetsiz finans (DeFi) sisteminin geleneksel bankacılık sistemine alternatif oluşturması gibi, merkeziyetsiz yapay zekâ teknolojileri de işletmelere daha fazla kontrol sunabilir.
Bu noktada, Exabits gibi projeler dikkat çekiyor. Exabits, yapay zekâ erişimini demokratikleştirmek için merkeziyetsiz bir altyapı sağlıyor. Şirket, yatırımcılardan 15 milyon dolar fon toplayarak 4.000 NVIDIA H200 GPU’yu ağına entegre etti ve bu sistemde Trusted Execution Environment (TEE) güvenlik protokollerini kullanıyor. Bu sayede, hesaplamalar manipülasyona karşı korunuyor ve hassas veriler güvenli bir şekilde saklanabiliyor.
Yapay zekânın geleceği, büyük teknoloji şirketlerinin tekelinden çıkıp daha geniş bir erişime yayılmasına bağlı. Şayet bu dönüşüm gerçekleşmezse, sektördeki girişimler bir avuç şirketin kontrolüne mahkûm kalacak. Merkeziyetsiz yapay zekâ, bu kısır döngüyü kırarak yenilikçi projelerin daha özgür ve güvenli bir ortamda gelişmesine imkân tanıyabilir.